Fuzuli ve Su Kasidesi [Slayt]

Fuzuli ve Su Kasidesi
Divan Edebiyatı şairi Fuzuli hakkında bilgi ve onun en önemli şiirlerinden olan ve edebiyat kitabında yer alan Su Kasidesi'nin beyitlerinin, açıklamasının, söz sanatlarının tek tek açıklandığı slayt çalışmamızı yazının sonundaki renkli bağlantıdan indirebilirsiniz...

FUZULİ KİMDİR?

    1480'de Kerbela'da doğduğu ve 1556'da yine Kerbela'da öldüğü sanılır. Gerçek adı Mehmed b. Süleyman'dır.

Ò  Şiirde "Fuzûlî" adını, kendi şiirlerinin başkaları ile, başkalarının şiirlerinin de kendi şiirleriyle karıştırılmaması için aldığını, böyle bir takma adı kimsenin beğenmeyeceğini düşündüğünden kullandığını söyler. Ama "işe yaramayan", "gereksiz" gibi anlamlara gelen "fuzûlî" sözcüğünün başka bir anlamı da "erdem"dir. Onun bu iki karşıt anlamdan yararlanmak amacını güttüğünü ileri sürenler de vardır.

Türkçe divanındaki şiirlerini Azeri lehçesinde yazmıştır. Aynı zamanda Arapça ve Farsça divanlarından bu dilleri de çok iyi bildiği anlaşılmaktadır.

Ò  Fuzûlî, kendinden sonra gelen Türk Divan şairleri arasında Bâkî, Ruhî, Nâili, Neşâti, Nedim ve Şeyh Galib gibi sevgiyi şiirlerinin odağı durumuna getiren şairleri etkilemiştir.

Ò  *Divan edebiyatının en büyük şairidir. Kerbela’da yaşamıştır. Türbedarlık yapmış iyi bir eğitim görmüştür.

*Şiirlerini Azeri Türkçesi ile yazmıştır, Dönemine göre dili sadedir. Gazel şairi olarak bilinir. Divan şiirinin bütün ölçülerini, biçimlerini kullanan Fuzûlî'nin sanat gücü, düşünce derinliği, söyleyiş akıcılığı daha çok gazellerinde görülür.

*Şiirde tasavvuf önemlidir.

Ò  ESERLERİ

.Divan (Türkçe Divan)
.Sıhhat ve Maraz,
.Enisü'l-Kalb
.Terceme-i Hadis-i Erbain
("Kırk Hadis Çevirisi");
.Beng ü Bâde
.Hadikatü's-Süedâ ("Mutluların Bahçesi");
.Leylâ ve Mecnun 
.Rindü Zahid
.Divan (Arapça Divançe)
.Mektuplar (Şikayetname de içinde)
.Divan (Farsça Divançe)
.Heft Câm

SU KASİDESİ HAKKINDA AYRINTILI BİLGİ 

  • Nazım Şekli: Kaside
  • Vezni: Aruz
  • Nazım Türü: Nat
  • Kalıbı: Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün
  • Kafiyesi: “-are”: Zengin kafiye
  • Redifi: “ su” isimlendirme redife göre)
  • Kafiye Düzeni: Gazel tipi kafiye
  • Kafiye şeması: aa ba ca da ea fa ....
  • Nazım Birimi: Beyit                     

Ò  Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su

Mübalağa: Şairin gönlündeki ateş suyla söndürülemez.

Mecaz: od (ateş) kelimesinde.

Tezat: su ve ateş kelimeleriyle.

Açık istiare: Yüreğindeki acılar ateşe benzetilmiştir.

Teşbih: Gözyaşı suya benzetilmiştir.

Hüsn-i Ta’lil: Gözyaşlarının gönüldeki ateşi söndürmek için akıtıldığını söyler.

Nida sanatı: Ey göz diyerek göze seslenmektedir.

Ò  Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su

Tecahül-i Arif: Gökyüzünün mavi olduğunu bilmez gibi davranması

Hüsn-i Talil: Göğe kendi gözyaşlarının renk verdiğini söylemesi

Mübalağa: Gözyaşlarının gökyüzünü kapladığını söylemesi

Tenasüp: ‘Göz, aşk, su, saç-; od, dutuş-’ kelimeleri arasında anlam ilgileri vardır.

Soru (istifham): Gökyüzü su renginde midir?

Tenasüp: Göz, ab, su kelimeleri arasında

Ò  Zevk-ı tîğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk
Kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâra su

Açık İstiare: Bakış, anlamı keskin bakış anlamına gelen “tîg” (kılıç) kelimesiyle anlatılır.

Leff ü neşr sanatı: Birinci mısrada altı çizili kelimelere denk ikinci mısradaki altı çizili kelimeler kullanılmıştır.

Teşbih: Aşığın parça parça olmuş gönlü yarılmış açılmış duvara benzetilmiş.

Tekrir: Çak kelimesinin 1. mısrada iki kez tekrarlanmasıyla…

Tenasüp: ‘Tiğ-çak; su-mürur-rahne; zevk-gönül’ kelimeleri arasında anlam ilgileri bulundurularak bir araya getirilmiş.

Ò  Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin
İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su

İrsal-i Mesel: Yarası olanın su içmemesi gerektiğinin söylenmesi Leff ü neşr: Vehm ilen söyler–ihtiyat ilen içer, dil-i mecruh–yara ve peykan–su kelimeleri arasında.

Açık istiare: peykan ile sevgilinin kirpikleri kastedilmiştir.

Teşbih: Yaralı gönül hasta bir insana benzetilmiştir.

Tenasüp: Mecrûh-yare; vehm-ihtiyat; söz-söyle; su-iç-” kelimeleri arasında anlam ilgileri bulunarak bir araya getirilmiş.

Ò  Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su

Teşbih: Yüz, rengi ve şekli dolayısıyla güle benzetilir.

Tenasüp: Suya vermek, bağban, gülzar, gül, su kelimeleriyle…

Tevriye: ‘Tek’ kelimesinin hem ‘bir’ anlamı hem de ‘gibi’ anlamı vardır. (Sevgilinin bir tane, benzeri olmayan, eşsiz olması)

Tezat: Bir ve min kelimeleri arasında.

Ò  Ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna
Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su

Teşbih: Yüzdeki tüylerle gubâri hat arasında.

Tenasüp: “gubâr-hat; muharrir-hâme-kara su (mürekkep)” kelimeleri arasında.

Kinaye: 1. Kalemin gözlerinden kara su (mürekkep) inmesi- gerçek anlam 2. Kağıda, yazıya devamlı bakan insanın gözlerinin kızardığının, kanlandığının, karardığının, mecazen zayıfladığı ve kör olmaya yüz tuttuğunun vurgulanmasıyla…

Ò  Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n’ola
Zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su

Teşbih: Yanak güle ve kirpikler ise gül dikenine benzetilerek

Leff ü neşr: “ârız-gül, “yâd-temennâ”, “nem-nâk-su”, “müjgân-hâr” kelimeleri ile…

Kinaye: Kirpiklerim nemlense 1. Kirpiklerin nemli olduğu gerçeği 2.Mecazen ağlamak anlamının kastedilmesi.

Tenasüp: “Ârız-müjgan; gül-hâr-su vir-; hâr-gül; yâd-temennâ” kelimeleri arasında.

Ò  Gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun dirîğ
Hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su

İrsal-i mesel: “Geceleyin hastaya su vermek sevaptır” sözüyle.

Leff ü neşr: “gam güni- karanu gice”, “dil-i bimâr- bimâr”, “tîg-su” kelimeleri arasında.

Açık istiare: Sevgilinin keskin, yaralayıcı bakışları kılıca benzetilmiş. Sadece kendisine benzetilen söylenmiş.

Tenasüp: “Gam güni, dil-i bimar, karanu gice, bîmar, hayr, su” kelimelerinin arasındaki anlam ilgisi gözönünde bulundurularak bir araya getirilmiş.

Ò  İste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it
Susuzam bir kez bu sahrâda menüm-çün ara su

Tecrid sanatı: Şair “gönül” ü kendisinden ayrı birisi gibi düşünmekle tecrit sanatı yapmıştır.

Teşhis sanatı/ Kapalı istiare: “gönül” şaire su arayan birisi gibi düşünüldüğünden

Kirpik yerine “peykan” kelimesinin kullanılmasıyla açık istiare

Tezat: Şevk (şiddetli arzu) ile sakin kelimeleri arasında.

Tenasüp: “Su-susuzam-sahra; peykân-hecr; şevk-gönül” kelimeleri arasında.

Tevriye: kez (defa, kere) kelimesinin “gez” şeklinde “gezip ara” anlamında okunmasıyla.

Leff ü neşr: Peykan-su, şevk-susuzluk, hecr- sahra kelimeleri arasında.

Ò  Men lebün müştâkıyam zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelür hûş-yâra su

Tezat: su ve şarap (haram helal olma noktasından); mest, hûş-yâr kelimeleriyle tezat sanatı yapılmıştır.

Teşbih: Kendini sarhoşa, zahitleri de aklı başında olanlara benzetmiş.

Tenasüp: “mest-mey-su-içmek” kelimeleri arasında.

Leff-ü neşir: “men, leb, zühhad ve kevser” kelimeleri sıralandıktan sonra bunlarla ilgili ve tamamlayıcı nitelikte, paralelindeki “mest, mey, hûş-yar ve su” kelimelerinin 2. mısrada belli bir düzen içinde söylenmesiyle.

Ò  Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr
Âşık olmış galibâ ol serv-i hoş-reftâra su

Açık istiare: Servi ile sevgili kastedilmiştir.

Teşhis sanatı /Kapalı istiare: Su insan gibi şairin sevdiği güzele aşık olmuştur.

Teşbih: Sevgilinin bulunduğu yer Cennet’e benzetilmiş.

Tecahül-i ârif: Suyun akışının sebebini bilmiyormuş gibi yapmış.

Hüsn-i ta’lil:Genellikle su kenarında yetişen servilerin altından akan suyun bu halini şair “O, hoş salınışlı serviye aşık olduğu için su bahçeye ağaçlara doğru akar” diyerek.

Teşbih: “kûy” sevgilinin bulunduğu köşedir. “Ravza-i kûy” tamlamasıyla  sevgilinin bulunduğu köşe cennet köşesine benzetilmiştir.

Ò  Su yolın ol kûydan toprağ olup dutsam gerek
Çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su

Teşhis/Kapalı istiare: Suyun şairin sevgilisine aşık olması

Tevriye: Toprak olmak hem ölmek hem suyun yoluna set olmak anlamında kullanılmış

Tenasüp: “Su yolu, toprak, su” kelimeleriyle

Ò  Dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağum sunun anunla yâra su

Aliterasyon: Beyitte s sesi ile ve şiir okunurken “su” haline dönüşebilen “sı” heceleri ile.

Leff ü neşr: “ölmek-toprak”, “dost-yâr” kelimeleri arasında

Tenasüp: “Bûs-arzu; dost-yâr; kûze-toprak kelimeleri arasında.

Nida: Şair herhangi bir ünlem kullanmadan “dostlar”ına seslenmiş.

Ò  Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger
Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su
 

Teşhis: Kumrunun serviye aşık olup yalvarması

Hüsn-i Talil: Servinin başını sağa sola sallamasının, kumrunun ötmesinin ve suyun ağaçlık yerlerde akmasının sebebi aslında bilinir ancak burada daha güzel bir sebebe bağlanmış.

Tenasüp: “Serv-kumru-su; dâmenin tut-ayağa düş-yalvar” kelimeleri arasında..

Açık istiare: Servi sevgiliye, kumru aşığa benzetilmiş.

Ò  İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile
Gül budağınun mizâcına gire kurtara su

Telmih: Beyitte gül – bülbül efsanesi hatırlatıldığından.

Hüsn-i talil: Efsaneden hareketle gülün rengini bülbülün kanından aldığının söylenmesiyle

Tevriye:“Reng” kelimesi hem renk hem de hile anlamında kullanıldığından.

Kişileştirme: Su ve gül kelimeleri kişileştirilmiştir.

Tenasüp: “Bülbül-gül-reng-kan; kan-su-gül” kelimelerinde.

Ò  Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
İktidâ kılmış târîk-i Ahmed-i Muhtâr’a su

Su, Hz. Muhammet (S.A.V.)’e tabi olan insan gibi kabul edilip teşhis sanatı /Kapalı istiare yapılmıştır.

Tenasüp: “Pâk-rûşen kıl-; pâk-su” kelimeleri arasında.

NOT: Bu beyit Kasidenin Girizgâh beyitidir.

Ò  Seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i ıstıfâ
Kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su

Teşbih: Hz. Muhammed, seçkin incilerin çıktığı denize benzetilmiş.

“Derya, dür, sepmek, su” kelimeleriyle tenasüp sanatı

“Ateş- su” kelimeleriyle tezat sanatı yapılmıştır.

Telmih: Peygamberin doğumundaki mecusilerin ateşinin sönmesi mucizesi

Ò  Kılmağ içün tâze gül-zârı nübüvvet revnakın
Mu’cizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su

Telmih: Beyitte peygamberimizin taştan su çıkarma mucizesine.

Tenasüp: “Gülzar, taze, revnak, su” kelimeleriyle.

Teşbih: Peygamberlik gül bahçesine benzetilmiş.

Hüsn-i Ta’lil: Katı taştan su çıkmasının sebebi olarak.

Ò  Mu’cizi bir bahr-ı bî-pâyân imiş âlemde kim
Yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffara su

Teşbih: Peygamberimizin mucizelerinin denize benzetilmesiyle

Telmih: Beyitte Hz. Muhammet (S.A.V)’nin doğumuyla bin yıldır hiç sönmeyen Kisra sarayındaki ateşin sönmesi hatırlatılarak

Tezat: Bahr-su ve ateş” kelimeleriyle

Tekrir: min min kelimesinin tekrarıyla.

Tevriye: “Yetmiş” kelimesi hem erişmiş, hem de kifayet etmiş anlamıyla.

Ò  Hayret ilen barmağın dişler kim itse istimâ
Barmağından virdügin şiddet günü Ensâr’a su

Telmih: Peygamberimizin parmaklarından su akıtma mucizesine telmihte bulunulmuştur.

Tenasüp: “Hayret-parmağını dişlemek” kelimeleri arasında tenasüp sanatı vardır

Ò  Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât
Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su

“Dost-hasım”, “âb-ı hayat- zehr-i mâr” kelime ve terkipleriyle tezat

Leffü Neşir: Dost-hasım, zehr-i mâr-su, olur-döner, âb-ı hayat-zehr-i mar” kelimelerinde. 1. mısrada sıralanan kelimelerin tamamlayıcı karşılığı 2.mısrada verilmiştir.

Tenasüp: “Âb-ı hayat-su-iç-; âb-su; zehir-mâr kelimelerinde.

Telmih: Peygamberin mucizesine atıf

Ò  Eylemiş her katreden min bahr-ı rahmet mevc-hîz
El sunup urgaç vuzû içün gül-i ruhsâra su

Teşbih: yanak güle benzetilir

Tezat: “Katre ve bahr” kelimeleri arasında

Tenasüp: Su ile ilgili “katre, bahr, su, vuzû” kelimeleriyle.

Açık istiare: Gül-i ruhsar derken Hz. Peygamber kastedilmiştir.

Ò  Hâk-i pâyine yetem dir ömrlerdür muttasıl
Başını daşdan daşa urup gezer âvâre su

Teşhis/Kapalı istiare: Su, kişileştirilmiştir.

Mecaz-ı mürsel: Su ile benzetme yapmadan ırmak, çay, dere kastedilmiş.

Hüsn-i Ta’lil: Suyun gezmesinin sebebi olarak. Yine Suyun taşların arasında onlara çarpa çarpa gitmesini şair “üzüntüsünden, pişmanlığından dolayı suyun başını taştan taşa vurduğu” şeklinde açıklayarak hüsn-i talil yapmıştır

Tenasüp: Hâk-daş-su; ömr-muttasıl; baş-âvâre-gez-” kelimeleri arasında.

Tezat: Ayak ve baş kelimeleri arasında.

Ò  Zerre zerre hâk-i dergâhına ister sala nûr
Dönmez ol dergâhdan ger olsa pâre pâre su

Teşhis: Su,insan gibi, âşık gibi düşünülmüş

Hüsn-i talil: Suyun akma sebebi olarak.

Leff ü neşr: Zerre zerre - pâre pâre, nûr-su kelimeleriyle

Mecaz-ı Mürsel: Hak-i dergah: Peygamberin türbesi.

Ò  Zikr-i na’tün virdini dermân bilür ehl-i hatâ
Eyle kim def-i humâr içün içer mey-hâra su

Teşbih: Günahkârlar, sarhoşlara benzetilmiş. 

Tezat: “Humâr – derman” kelimeleriyle

Leff ü neşr: “Zikr-i na’tün virdi – su içmek, ehl-i hatâ -  mey-hara, derman-def-i humar” kelimeleriyle

Tenasüp: Mey-hara, içer, humar, ehl-i hata kelimeleriyle

Ò  Yâ Habîballah yâ Hayre’l beşer müştakunam
Eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su

Tenasüp: Müştâk-habib; leb-teşne-su-yan” kelimeleriyle.

Teşbih: Peygambere olan tutkuyu suyu dilemeye/ muştaka benzetmiş. Müştak: Susuzluktan yanıp tutuşan insanları su dilemeleri

Nida: Peygambere seslenmiş.

Tezat: yan-, su kelimeleriyle.

Ò  Sensen ol bahr-ı kerâmet kim şeb-i Mi'râc’da
Şebnem-i feyzün yetürmiş sâbit ü seyyâra su

Teşbih: Rasülullah, keramet denizine benzetiliyor.

Tezat: “Bahr-şeb-nem (çiy); sabit-seyyar” kelimeleriyle

Tenasüp: bahr-şebnem-feyz-su kelimeleriyle.

Telmih: miraç gecesi

Ò  Çeşme-i hurşîdden her dem zülâl-i feyz iner
Hâcet olsa merkadün tecdîd iden mimâra su

Teşbih: Güneş çeşmeye, ışıklar da zülâl(saf su)e benzetilmiştir.

Tenasüp: “Çeşme-su; mimar-tecdid-merkad-zülal-çeşme-su” kelimeleriyle.

Tezat: hurşid ve su kelimeleri arasında.

Ò  Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânuma
Var ümîdüm ebr-i ihsânun sepe ol nâra su

Tezat: “nâr-su kelimeleri ile bîm–ümîd” kelimeleri arasında

Tenasüp: “cehennem-nâr-suzan ve ebr-su-sep” kelimeleri arasında.

Leff ü neşr: “Bîm-i dûzah-ümid, nâr-ı gam- ebr-i ihsan, salmak-sepmek, suzan-nâr” kelimeleri ile.

Ò  Yümn-i na’tünden güher olmış Fuzûlî sözleri
Ebr-i nîsândan dönen tek lü’lü şeh-vâra su

Telmih: İncinin, nisan yağmurundan olduğu inancına.

Tevriye: “Fuzuli’nin sözleri” hem Fuzuli'nin sözleri hem de değersiz boş sözler anlamına gelebileceğinden

Tenasüp: “yümn-ebr-i nisan-su; lü’lü-güher ve na’t-şahvar sözlerinin birlikte kullanılmasıyla.

Teşbih: Fuzuli sözlerini gühere (inciye) benzetmiş.

Leff-ü neşir: yümni nat-ebri nisan; güher-lü’lü ü şehvar; Fuzuli sözleri-su kelimelerinin karşılıklı kullanılmasıyla.

Hüsn-i Talil: Fuzulinin sözlerinin güzel olması Peygamberi övmenin bereketiyledir.

Tecrid: Fuzuli kendinden değil sanki başkasından bahsediyor gibi.

Ò  Hâb-ı gafletden olan bîdâr olanda rûz-ı haşr
Eşk-i hasretden tökende dîde-i bîdâra su

Düşkün ile açık istiare, aşık göz kapalı istiare, mecaz-ı mürsel, teşhis sanatları yapılmıştır.

Gaflet ve bîdâr kelimeleri arasında tezat sanatı yapılmış

Tenasüp: “dide-eşk-su-tök-” kelimeleri arasında.

Ò  Umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayam
Çeşm-i vaslun vire men teşne-i dîdâra su

Tenasüp: “çeşme-teşne-su; haşr-vasl” kelimeleri arasında.

Mecaz-ı mürsel: “Çeşme-i vasl” tamlaması ile benzetme ilgisi kurulmaksızın Cennet’teki ebedi saadet kastedilmiştir.

                 

 Fuzuli ve Su Kasidesi Slaytı İndir

İNDİR: Fuzuli ve Su Kasidesi


Yorum Gönder

0 Yorumlar