EDEBİ AKIMLAR
Edebi Akım Nedir?
Bir grup sanatçının ortaya koydukları ilkeler etrafında oluşturdukları edebiyat hareketidir. Edebi Akımların ortaya çıkışında bulundukları dönemin şartları etkilidir. Sanatçılar ortak bir dünya görüşü, sanat ve edebiyat anlayışı etrafında şekillenmiş eserler verirler. Edebi Akımlar çoğunlukla diğer sanatları da etkileyen bir üst sanat akımının edebiyattaki karşılığıdır. Türk Edebiyatında etkili olan birçok edebi akım, batı ülkelerinden ülkemize gelen akımlardır.
Başlıca Edebiyat Akımları Nelerdir?
- Hümanizm
- Klasizm
- Romantizm
- Realizm
- Natüralizm
- Parnasizm
- Sembolizm
- Sürrealizm
- Parnasizm
- Ekspresyonizm
- Kübizm
- Egzistansiyalizm
- Dadaizm
- Fütürizm
Hümanizm
İnsanı sevme üzerine kurulmuş, temel düşünce akımlarından biridir. Orta çağdaki baskıcı zihniyete, kilisenin toplum üzerindeki zorba anlayışına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Avrupa’daki Aydınlanma Çağının ve Rönesans’ın temelidir. 14.yy. da İtalya’da doğmuş, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerine yayılmıştır. Sanatçılar eserlerinde Eski Yunan ve Latin edebiyatından etkilenmiştir. Yeni eserler vermek yerine o dönem eserlerini tekrarlamışlardır.
Önemli Temsilcileri: Dante, Montaigne, Shakespeare,
Boccaccio, Villon, Rabelais,, Ronsard, Cervantes,
Türk edebiyatında ise Nurullah Ataç, Sabahattin
Eyüboğlu, Vedat Günyol gibi bazı deneme yazarlarında hümanist akımın etkileri
görülür.
Klasizm
Aklın öncülüğünü savunan, kuralcı sanat akımıdır. 17. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır. Evrensel temalar işlemişler ve “Sanat için Sanat” anlayışına bağlı kalmışlardır. Bu anlayışın etkisiyle herkesin anlayamayacağı ağır bir dil kullanmışlardır. Şiir ve tiyatroda etkili olmuştur. Tiyatroda üç birlik kuralına uyulur. Tiyatroda trajedi türünü kullanmışlardır. Eserlerin kahramanları soylu tabakadan seçilir. Tabiat tasvirleri eserlerde önemli yer tutar. Sanatçılar tabiatı taklit etmek ister.
Türk edebiyatında İbrahim Şinasi, Ahmet Vefik Paşa,
Direktör Ali Bey klasizmden etkilenmiştir.
Önemli Temsilcileri: Racine, Comeille (trajedi) La
Fonteine (fabl), Moliere (komedi), Descartes (felsefe) Boileau (şiir), Pascai
(deneme), La Bruyere (deneme) Bossuet (hitabet), Madame De La Fayette (roman)
Romantizm
Klasizme tepki olarak ortaya çıkmıştır. 18. yüzyılda Almanya’da ortaya çıkmış, Fransa’da sistemli bir akım haline gelmiştir. Akıl değil, duygu ve hayal ön plandadır. Din duygusuna önem verilir. Sanatçılar eserde kişiliğini gizlemez, olaylar karşısında duygu ve düşüncelerini açıkça anlatır. İyi ve kötü arasında açıkça taraf tutar. Klasizmin katı kuralcılık anlayışı aşılmıştır. Sanatçı, işleyeceği konuyu özenle seçer. Konular; tarihten, mitolojiden ve günlük olaylardan alınır. Yere, zamana, doğa betimlemelerine önem verilir. Dış dünyayı ve doğayı abartılı betimlemelerle anlatmışlardır. Romantizmi benimseyen sanatçılar, hayatı güzel ve çirkin bütün yönleriyle vermeye çalışırlar. Zıtlıklar romantizmde önemlidir.
Romantizm
Konuşma dilini benimseyen romantikler, her sınıftan insanı da eserlerine konu olarak alırlar. Toplum için sanat anlayışı benimsenir. Tiyatroda dramı tercih etmişler, üç birlik kuralına uymamışlardır. Ulusal destanlar, Hristiyanlığın mucizeleri ve milli efsaneler işlenmiştir. Aşk, ölüm, tabiat, ulusal tarih, yöresel yaşam konu olarak seçilir.
Türk edebiyatında Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Abdülhak Hamit Tarhan'da bu edebi akımın etkileri görülür. Recaizade Mahmut Ekrem'in ise şiirlerinde bu akımın etkisi görülür.
Dünya edebiyatında Goethe’nin Faust ve Genç
Werther'in Acıları; Schiller’in Haydutlar, Wilhelm Tell; Victor Hugo’nun
Sefiller, Sonbahar Yaprakları; George Sand’ın Jak; J.J. Rousseau’nun Emile, İtiraflar eserleri
romantizmin önemli eserleridir. Alfred
De Mussed , Lamartine, Puşki,ı, Lord Byron diğer önemli yazarlardır.
Realizm (Gerçekçilik)
19. yüzyılda romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Gözleme ve belgeye önem verilir. Hayale ve olağanüstülüklere yer verilmez. Konular, gerçek hayattan alınır. Yaşananlar ve gözlenenler nesnel bir şekilde aynen aktarılır. Töreye ve halktan kişilere önem vermişlerdir. ‘Sanat sanat içindir.’ ilkesine bağlıdırlar. Sanatı ve edebiyatı toplumu değiştirme, eğitim ve mücadele aracı olarak görmediler. Biçim güzelliğine önem verirler, anlatımda süsten ve söz sanatlarından uzak bir üslup kullanırlar. Roman ve hikâyede çok etkili olmuştur, tiyatroda ise tutunamamıştır. Bu akım şiirde görülmez.
Dünya edebiyatındaki temsilcileri Stendhal, Balzac, Gusta ve
Flaubert,Charles Dickens, Gorki, Daniel Defoe, Ernest Hemingway, John Stainbeck, Mark Twain, Jack London, Tolstoy,
Dostoyevski, Turgenyev, Çehov, Gogol’dur.
Türk edebiyatındaki temsilcileri Recaizade
M. Ekrem, Samipaşazade Sezai, Halit Ziya,
Mehmet Rauf, Sait Faik, Hüseyin Cahit, Yakup Kadri, Reşat
Nuri, Halide Edip, Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay’dır.
Natüralizm
Natüralizm, hayatı bilimsel bir nesnellikle ele alan, gerçeği anlatmayı aşırılığa vardıran bir sanat akımıdır. Natüralizme, realizmin daha ileri düzeye ulaşmış biçimi de denebilir. 19.yüzyılın sonlarında Fransa’da ortaya çıkmış bir sanat akımıdır. Natüralizmin kurucusu olarak Emile Zola kabul edilir. Natüralizm doğayı anlatırken deney yöntemine başvurması nedeniyle realizmden ayrılır. Natüralistler kişi ve olaylara, bir bilim adamı gözüyle yaklaşırlar. Natüralizm determinizm (Gerekircilik) doğrultusunda oluşturulmuştur. Natüralizmde ‘Sanat doğanın bir kopyası olmalıdır.’ fikri ana ilkedir. Natüralistler; kendilerini bilim adamı, toplumu laboratuvar, insanı da deneme, inceleme aracı olarak ele almışlar. Realistlerdeki biçim güzelliği, üslup kaygısı natüralistlerde yoktur. Natüralistlerin eserlerine genel olarak bir kötümserlik havası hakimdir. Natüralizmde roman, öykü ve tiyatro türleri gelişmiştir. Romanlarda ayrıntılı tasvirler yapılmıştır. Toplum için sanat anlayışı benimsenmiştir.
Dünya edebiyatında Emile Zola, Alphonse Daudet, Guyde Maupassant, Goncourt Kardeşler, Henrik İbsen, H.Taine, .Çehov, Oscar Wilde önemli temsilcileridir.
Türk edebiyatında Nabizade Nazım, H.Rahmi
Gürpınar, Halit Ziya, Beşir Fuat önemli temsilcileridir.
Parnasizm (Şiirde Gerçekçilik)
Realizmin şiirdeki uygulamasıdır. Romantik şiire tepki olarak 19.yy ikinci yarısında Fransa’da doğdu. Sadece şiir alanında görülen bir edebi akımdır. Realizmle natüralizmin şiirdeki sentezinden oluşmuş olup realizmin şiirdeki yansımasıdır. Sanat için sanat anlayışı vardır. Parnasyenler, şiirde biçim güzelliğini her şeyden üstün tutmuşlar, kuyumcu titizliğiyle şiirler yazmışlardır. Ayrıntılı ve canlı betimlemelere yer verilmiştir. Şiirin görevi; siyasal, toplumsal sorunları anlatmak değil insanlara“güzel”in ne olduğunu göstermektir. Eski Yunan ve Latin mitolojisine yeniden dönülmüş olup bu özelliğiyle klasisizme benzer.
Dünya edebiyatındaki temsilcileri Throphile Gautier, Theodore Banville, Lecontrede
Lisle, Heredia, François Coppee,
S.Prudhomme’dir.
Türk edebiyatındaki temsilcileri Cenap
Şahabettin, Tevfik Fikret, Yahya Kemal’dir.
Sembolizm
19.yüzyılın sonlarında Fransa’da parnasizm akımına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Sembolizmde dış dünyayı sembollerle anlatmak esas olup şiirde müzik (musiki) unsuruna önem verilir. Şiir düşüncelere değil duygulara seslenmelidir. Şiirde anlam kapalılığı esas alınmıştır. Sembolist şairlere göre iyi şiir, herkesçe değişik yorumlanabilen şiirdir. Sembolizmde dil; sembol ve mecazlarla yüklüdür. Karamsarlık sembolizmin en belirgin özelliklerindendir. Sembolist şairler dış dünyada gördüklerini değil, sezdiklerini yazmışlardır. Sanat için sanat ilkesi benimsenmiştir. Sembolizmde şiir ve tiyatro türleri gelişmiştir. Sembolizmin müjdecisi, bu akımın ortaya çıkışından önce ölen Baudelaire’dir.
Dünya edebiyatındaki temsilcileri Charles Baudelaire, Arthur Rimbaud,
Stephane Mallarme, Paul Valery, Paul Verlaine, Jean Moreas, Edgar Allen
Poe
Türk edebiyatındaki temsilcileri ise Cenap
Şahabettin (ilk uygulayan), Ahmet Haşim (en başarılı), Cahit Sıtkı Tarancı,
Ahmet Muhip Dranas, A.Hamdi Tanpınar’dır.
2 Yorumlar
İçerikler yalın,anlaşılır ve özlü olmuş,teşekkür ederiz.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim.
SilYorumlarınızı bekliyorum.