Cümle Anlamı - Slayt

Cümle Anlamı ile ilgili hazırlanmış, bol soru örnekleri ile zenginleştirilmiş güzel bir sunum çalışması. Seksene yakın slayttan oluşuyor.Cümlede anlam konusunun bütün ayrıntılarını örneklerle ve çıkmış sorularla veriyor. Sınıfta doğrudan uygulanabilir. Ödev için en iyi çalışmalardan biridir. Sunumun görselliği gayet dikkat çekici. 
Cümlenin taşıdığı duygular (sitem, yakınma, sevinç...) cümlede yakın anlamlılık, cümlede kavramlar (öznellik, nesnellik, karşıtlık, karşılaştırma, varsayım, tahmin, tanım, öneri, üslup, içerik), cümlede anlam ilişkileri (Sebep-sonuç, Amaç-sonuç, koşul/şart ) cümlede anlatım (düz-dolaylı anlatım) ara başlıkları konuyu genişçe anlatıyor. 

CÜMLE ANLAMI

  • ·         CÜMLENİN TAŞIDIĞI DUYGULAR
  • ·         CÜMLELERDE YAKIN ANLAMLILIK
  • ·         CÜMLEDE KAVRAMLAR
  • ·         CÜMLELER ARASINDAKİ ANLAM İLİŞKİLERİ

 

CÜMLENİN TAŞIDIĞI DUYGULAR

1. Hayıflanma:

Acınmak, üzülmek, yerinmek ya da kaçırılan bir fırsattan dolayı esef etmek demektir.
ÖRN:

·         Keşke annemin değerini o hayatta iken bilseydim.

·         Nasıl geçti habersiz / O güzelim yıllarım.

 

SORU:  Aşağıdaki dizelerin hangisinde “hayıflanma,  üzülme” söz  konusudur?
 A)
Kınalanmış gibi dağlar, dereler
     Ne güzel güz, ne güzel eylül olur.
 B)
Desem ki vakitlerden bir nisan  akşamıdır.
     Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor.
 C)
Yaz göç ediyor, ne yazık, yine güz
    Mor dağlarda güneş doğmadan henüz
 D)
Kuşlar gelecek damların üstünden
     Kuşlar konacak dağlara
 E)
Lale, sümbüller içinde hüma kuşları  ötüyor
     Avcılar yolu tutmuşlar erken erken

 Cevap:C

 

2.Çaresizlik:

Elden bir şey gelmemesi,  çaresiz olma durumudur.
ÖR:

·  Çileli doğmuşum zaten ezelden / Hasrete alıştım ne gelir elden.

·  Zulüm diken gibi bürümüş kenti / Boynu bükük kalmış mor menekşem.

SORU: (I)Şiirle ilişkim yoktu başlarda,  hikaye düşünüyordum; ancak ilk yazdıklarımı gönderecek yer bulamıyordum .(II)Dergi diye bir “Fikirler” vardı,  bir ”Varlık” bir de “Yeditepe”; o  dergileri de ünlüler kapatmışlardı çoktan. (III)Ayda bir kez çıkan topu topu üç dergiden hangisi adsız sansız bir hikayeci adayının hikayesini sayfalarını açardı; hiçbiri elbet.(IV)O dönemin ünlüleri kendilerinden sonra gelen kuşağı da sevmiyorlardı zaten.(V)Biz buna inanıyor,  kızıyor,  Orhan Veli,  Melih Cevdet,  Oktay Rifat üçgeninin başkaldırı örneğini tazelemek için fırsat kolluyorduk.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “ümitsizlik,  çaresizlik içinde bulunduğu” anlamı vardır?
A)1                  B)2                         C)3                         D)4                         E)5

 

3.Yakınma:

İçinde bulunulan durumdan memnun olmamak,  şikâyetçi olmaktır.

 ÖRN:

·         Bir de sözüme kulak verse.

·         Oysa günümüzde artık masalın sadece adı kaldı.

·         Bu çocuklar dur durak bilmiyor.

SORU: (1988-ÖSS) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma” söz konusudur?
A)Onu olduğu gibi kabul etmesini söyledim.
B)Bir de aldığı gibi getirmesini öğrense.
C)O geldiği gibi gitmesini biliyor.
D)Konuştuğu gibi yazmak için özen gösteriyor.
E)Çalışmayı sevdiği gibi eğlenmeyi de seviyor.
                                        

4.Sitem:

Sevilen,  güvenilen bir kimseye karşı,  yaptığı hareketin ya da söylediği sözün,  üzüntü uyandırdığını öfkelenmeden belirtmektir.
ÖRN:

·         Sen de mi Bürütüs?

·         Güvendiğim dağlara kar yağmış.

·         Bir ibadet gibi beklerim burada / Selam vermeden geçer sevgili.”

  5. Takdir Etme:

Bir kimseyi yaptığı bir işten dolayı övmek.
 ÖRN:

·         Bu yazarımız yıllarca bıkmadan usanmadan çalıştı.

·         Tablo dediğin böyle olur.

·         Bu türkü bundan daha iyi yorumlanamazdı.

SORU: (ÖSS-1991) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “takdir etme,  beğenme” söz konusudur?
A)
Sanatçı, son oyununda kişilerin çoğunu, çıkarını gözeten, kurnaz insanlar arasından seçmiş.
B) O, tiyatroya ve sinemaya ilgi duyan, bu alanlarda kimi çalışmaları bulunan, kendi halinde, sıradan bir yazardır.
C) Bu yazar,  sorunlara çözümleyici ve iyimser bir tavırla yaklaşan, değişik görüşlere açık bir insandır.
D) Bu yazarın oyunları, kimi çevrede olumlu, kimi çevrelerde de olumsuz eleştirilere konu olmuştur.
E) Yazar, bu yapıtında toplumsal sorunları yansıtmayı amaçladığını söylüyor

f. Umut:

İçinde bulunulan olumsuz duruma karşın gelecekte bazı şeylerin düzeleceğine inanmak.
ÖRN:

·         Varsın zulüm bütün dünyayı sarsın / Varsın sevinçler başka bahara kalsın.

·         Sanma bu tekerlek kalır tümsekte / Yarın elbet bizim elbet bizimdir / Gün doğmuş,  gün batmış ebet bizimdir.

  6. Yaşama İsteği:

Neşe,  sevinç,  hayattan keyif alma.
ÖRN.

·         Bugün hava güzel,  içim içime sığmıyor.

·         Ne güzel dönüyor çemberim / Hiç bitmese horoz şekerim.

 7. Karamsarlık:

Hayata ya da içinde bulunulan duruma kötümser olarak bakmaktır.
ÖRN:

· Şaşırdım kaldım nasıl atsam adım / Gün kasvet,  gece kasvet

· Ne gözyaşı avutur gönülleri / Ne bir müjde güldürür bu yüzleri

B. CÜMLELERDE YAKIN ANLAMLILIK

Anlam yönünden bir yakınlığı bulunan aynı ifadelerin aynı anlamların bulunduğu cümlelerdir.

ÖRNEK SORULAR

·         İstikbalin sanat tarihinde bu devrin adı Ahmet Haşim devridir.
  I
. Ahmet Haşim’den gelecek kuşaklar övgüyle söz edeceklerdir.
  II.
Ahmet Haşim gelecekte daha iyi anlaşılacaktır.
  III
. Ahmet Haşim sanatçı kimliğiyle yaşadığı devre damgasını vurmuştur.

 İçinde iyi bir yanı olmayan kitap kadar kötü kitap yoktur.”

  I.    I.Kitaplarda yararlı bilgiler de zararlı bilgiler de olabilir.
  II
. İyi yanı ağır basan kitaplar daha faydalıdır.
  III
. En kötü kitap içinde iyilikten eser olmayan kitaptır.
     

·         Kuralların istisnası vardır; ancak istisnaların kuralı yoktur.
 I
. Kurallar istisna kabul etmeyecek kadar kesindir.
II.
Kurallara uymayan örnekler her zaman olabilir ama kurallara uymayan örneklere bir kural konulamaz.
III
. İstisnaların kuralı,  kuraların istisnasıdır.

SORU:  Başımdan geçen kimi olayların öyküsünü yazarken,  o olayları yeniden,  hem de zamanında ayrımına varamadığım yönleriyle yaşamanın,  küçümsenir bir mutluluk olmadığını söylemeliyim.
Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle aynı anlamdadır?
A)
Öykülerimi oluşturmak için,  yaşadığım olayları bir süre sonra hatırlamak zorunda olduğumu hiç unutmam.
B)Başımdan geçen olayları yapıtlarımda anlatırken onlara yeni bir görünüm kazandırmaya çalışırım.
C)Kimi olayların incelikleriyle yansıtılmasının,  yazarlığa özgü bir nitelik olduğunu düşüyorum.
D)Yaşadığım kimi olayları sonradan öyküye dönüştürürken onların fark etmediğim yanlarını tekrar yaşamak bana mutluluk veriyor.
E)Kimi olayları yaşarken duyduğum üzüntüleri,  sonradan onları yazarken mutluluğa dönüştürürüm.

 SORU: “Ne yaşanan her olay öyküye dönüştürülebiliyor ne de öyküye özgü kurallar, her zaman gerçeği aynen anlatmaya uygun düşüyor.”
 Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye en yakın anlamdadır?
A)
Öyküde ne yaşanmış olaylar anlatılabilir ne de gerçekler yansıtılabilir.
B)Her olayı öyküleştirmek doğru olmaz; her öykünün kendine özgü bir yapısı vardır.
C)Yaşanmamış olaylardan öykü çıkaramaz; yaşanmamış olaylar da öykünün sınırlarını aşar
D)Yaşanan olaylar çok etkileyicidir; olaylar öyküleştirilirken canlılığını ve etkileyiciliğini yitirir.
E)Baştan geçen her olaydan öykü çıkarılamaz; öykünün yapısı olup biteni olduğu gibi yansıtmaya izin vermez.

SORU:  (1984-ÖSS) “Tiyatro bir odak noktasıdır; dünyada,  tarihte,  insanda her ne varsa oraya yansıyabilir; ama sanatın sihirli değneği altında.”
Aşağıdaki yargıların hangisi bu cümlede söylenmek istenene en yakındır?
A) Sanat eseri,  hayatı olduğu gibi yansıtmalı,  eğlendirmeli ve her sosyal tabakaya seslendirmelidir.
B) Sanatta gerçek,  basit bir kopyadan ibaret olmamalı,  yazarın kafasından geçip onun görüşüyle bize sunulmalıdır.
C) Sanatçı öncü olmak,  halkın yürüdüğü yolun ilerisini bir projektör gibi aydınlatmak zorundadır.
D) Sanatçı bir gözlemci ve deneyimcidir; olayları ve kişileri gözlemlediği gibi verir.
E) Sanatçı,  toplumdaki işlevini,  sanat kaygısını her şeyin üstünde tutmakla gerçekleştirebilir.       

SORU: (1988-ÖSS)                                                        

I.Yalnız biçime önem veren sanatçı,  nasıl konuşulacağını bilen ama söyleyecek sözü olmayan konuşmacıya benzer.
II.Zaman içinde, yapıtlarını biçim ve içeriğinde hiç değişiklik yapmamış pek çok sanatçı vardır.
III.Bu sanatçımızın, eski biçimlerle günümüz içeriğini yansıtmaya çalışması, yeni bir yöntem değildir.
IV.Sanatçının yapıtlarında biçimle içerik, bir kağıdın iki yüzü gibi birbirinden ayrılmaz.
Bu cümlelerden, savunulan düşünce bakımında birbirine en yakın olanlar hangileridir?

A)I ve II                B)I ve III              C)I ve IV               D)II ve III              E)II ve IV
                                                

SORU: (1985-ÖSS) “(I) Bana göre şiir; özünü halk kültüründen almalı. (II) Halk kültürü tükenmez bir hazinedir. (III) Halk ne söyleyecekse doğrudan söyler. (IV) Dolambaçlı yollara sapmaz. (V) Halkımız acı sözlerden tatlı sözler üretir. (VI) Çirkinliklerden güzellik yaratır.”
Parçada,  anlamca birbirine en yakın olan iki cümle hangisidir?

A) I,  II                   B) II,  III                 C) III,  IV                              D) IV,  V                               E)  V, VI
                                                              

SORU: (1986-ÖSS) Kadınlar zayıftır ama analar güçlüdür.
Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleye en yakın anlamdadır?
A)Analık kadına güç verir.
B)Her kadın güçlü bir anadır.
C)Ananın gücü kadınlığından gelir.
D)Analık, kadınların güçlü duygusudur.
E)Analık, güçlülüğün ilk koşuludur.

SORU: (1992-ÖSS) İnsanlarda,  kurallara uyma alışkanlığıyla sorumluluk duygusunun yerleşmiş olması arasında sıkı bir ilişki vardır.
Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?
A)Büyük sorumluluklar yüklenmiş kişiler kurallara uymak zorundadır.
B)Sorumluluğunu bilen insanlar kurallara uyarlar.
C)Bazı kurallar insanları sorumluluklarını yerine getirmeye zorlar.
D)Sorumluluktan kaçınmayan kişiler herkesi kurallara uymaya zorlarlar.
E)Kurallara uyan kişiler,  sorumluluk almaktan hoşlanırlar.

SORU: (1994-ÖSS) Burada sözünü etmediğim filmlerin yeterince iyi olmadığı sanılmasın.
Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?
 A)Burada sözünü ettiğim kötü filmlerin iyi yanları da var.
 B) Burada sözünü ettiklerimin dışında da iyi filmler var.
 C) İyi olmayan filmlerden de burada söz edebilirim.
 D)Burada sözünü ettiğim filmler iyi film diye seçilenlerdir.
 E)Burada sözünü ettiğim filmler arasında kötü filmlerde yer alıyor.              
                                               

C. CÜMLEDE KAVRAMLAR

1.    Öznellik (Subjektif):

Kişiden kişiye göre değişen,  beğeni,  takdir ya da yergi içeren kanıtlanabilirlik özelliği olmayan ifadelerdir. Sanatsal ifadeler,  yorumlar,   beğeni,  benzetme ve eleştirilerin hepsi özneldir.

ÖRN:
·      Ressam bu tablosunu özenerek yapmış.
·      Güneşin doğuşu da batışı da muhteşemdir.
·      Gülmek ona çok yakışıyor.

SORU: (1991-ÖSS) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir değerlendirme söz konusudur?
A) Romanda anlatılanlar Kurtuluş Savaşı yıllarında geçiyor.
B) Öyküdeki kişilerin dördü kadın,   üçü erkektir.
C) Romanın sonunda kahramanların hepsi ölüyor.
D) Kitaptaki ilk öykünün konusu köy yaşamıdır.
E) Öykülerin anlatımında bir kuruluk,   bir tek düzelik görülüyor.                                                                                        

2. Nesnellik(objektif):

Bilimsel veri ya da istatistiklere dayanan ölçülebilir, kanıtlanabilir ifadelerdir. Nesnel cümlelerde eleştiri beğeni, yorum gibi duyguların ve sezgilerin karıştığı ifadeler bulunmaz.
ÖRN:

·         Ressam bu tabloda sarı renklere ağırlık vermiş.

·         Y. Kemal ”Ok” şiirinde hece ölçüsünü kullanmıştır.

·         Kitap birbirinden bağımsız dört bölümden oluşuyor.

SORU: (1988-ÖSS) Aşağıdaki cümlelerden hangisinin anlatımı nesnel bir nitelik taşımaktadır?
A) Tiyatro, sinemaya göre daha eğlencelidir.
B) Deniz kenarında yaşamaya doyum olmaz.
C) Güneşin batışını izlemek insana mutluluk verir.
D) Kentlere göç edenlerin sayısı yıldan yıla artmaktadır.
E) Resim sergileri önemli bir sanat etkinliğidir.

3.    Eleştiri

Bir edebiyat veya sanat eserini çeşitli yönleriyle inceleyip açıklamak, anlaşılmasını sağlamak için yapılan değerlendirmelerdir. Eleştiriler kişisel beğeni ifade ettiği için öznel yargılardır. Eleştiri(kritik) olumlu ya da olumsuz olabilir.
ÖRN:

·         Kelimenin tam anlamıyla o bir şiir ustası.

·         Neresinden tutsan elinde kalıyor bu kitap.

·         Atatürk çok güzel konuşan, etkileyici bir hatipti.

SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem beğenme hem de olumsuz bir eleştiri söz konusudur?
A) Sözcük seçimindeki özensizlik, çevirmenin, metnin aslına bağlı kalmaktaki titizliğine gölge düşürüyor.
B) Öyküleriyle Türk edebiyatında seçkin bir yer alan sanatçının bu yapıtları, yabancı dillere çevrilmiştir.
C) Sanatçının ilk şiir kitabını sevinç ve heyecanla okurken çocukluk günlerimi düşünüyorum.
D) Sanatçı, günlüklerinde zaman zaman başka kişilerin konuşmalarına yer vermiştir.
E) Kitapta, eski eğitim düzenimizin olumsuz yönleri, karşılaştırmalı bir yöntemle anlatılıyor.

NOT 1! Her değerlendirme bir eleştirinin sonucudur. Eleştiri her konuda yapılabildiği halde “değerlendirme” genellikle bir esere yönelik olarak yapılan olumlu ya da olumsuz nitelik taşıyan eleştirilerdir. Değerlendirmeler nesnel ya da öznel olabilir.

 SORU:  Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ”değerlendirme” söz konusudur?
A)
Kimi sanatçılar duygularını dile getirmek için, kimileri de kusursuz eserler yaratmak için yazarlar.
B)Romancı, gerçekleri düş gücüyle yeniden biçimlendiren kişidir.
C)Bir eserin değerinin konusundan çok üslubuna bağlı olduğunu her zaman söylerim.
D)Bu romandaki kişilerin birbiriyle ilişkisi üzerine bir çok inceleme yapılmıştır.
E)Bu eserde konu gerçek yaşamdan alınmış, kişiler karakterlerine uygun biçimde konuşturulmuştur.

NOT 2! Başkalarından aktarılan görüşler nesneldir.

NOT 3! Benzetmeler, kişileştirmeler ve duygusal anlatımların hepsinde öznellik vardır.

4.    Yorum:

Bir yapıtı ya da sanat eserini belli bir görüşe göre açıklamaktır. Bu açıklamalarda yorum yapan kişinin beğenileri ön plandadır. Beğenmeme de olabilir. Dolayısıyla “yorumlar” kişinin özel yargılarıdır; kanıtlanabilir özellik taşımazlar.
ÖRN:

·      Ne var ki diğer şiirleri, ilk şiirlerindeki tadı vermiyor.

·      Halk şiirlerinden gelen söyleyiş güzelliği onun bütün dizelerini böylesine alımlı kılmıştır.

·      Bu resimde insanlar soluk birer görüntü olmadan öteye geçememişler.

SORU: (1989-ÖSS) (I)Genç adamın yüzünde belli belirsiz bir gülümseme ve hafif bir kırmızılık vardı.(II)Bu kırmızılık, herkesin payını dağıtan balıkçını elinde tek balık kalıncaya kadar sürdü. (III) Balıkçının,  son balığı da kendisine vermediğini görünce rengi uçtu; gözleri büyüdü.(IV)  Yüzündeki gülümseme giderek azaldı ve yok oldu.(V) O an, genç adamın,  öfkesini ve acısını kendi içinde saklayan biri olduğunu anladım.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde ”yorumlama” ya yer verilmiştir?

A) I         B)II          C)III         D)IV           E)V
                                                   
 SORU:  (I)Çeviri bir metinden yola çıkan yazar, oyunu yeniden, oldukça güzel bir biçimde oluşturmuş. (II)Metin, yerel motiflerde yalınlaşırken evrenselliğini de yitirmemiş.(III)Ayrıca oyunu dokusunda yer alan dostluk, fedakârlık, bağlılık gibi duygular, inandırıcı ve dengeli bir biçimde verilmiştir.(IV)Öte yandan tipler üzerinde yeterince durulmamış; bunlar soluk birer görüntü olarak kalmış. (V)Oyunda,  anlatılanların geçtiği yer ve zaman da belirtilmemiştir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yazar bir “yorum” yapmamıştır?
A)1           B)2           C)3          D)4       E)5

5. Karşıtlık:

Birbirine zıt iki durumun,  olayın,  aynı cümlede bulunmasıdır. Karşıtlıkla olumsuzluk karıştırılmamalıdır. Ağlamak, gülmek karşıtlıktır ancak ağlamak-ağlamamak; gülmek-gülmemek iki eylemin olumsuzudur.
ÖRN:

·         Serhat iyi bir arkadaş ama kötü bir sırdaştır.

·         Keloğlan, çelimsiz, bakımsız, sıska bir insan olmasına rağmen elinden bir hayli büyük işler gelir.

SORU: (ÖSS-1983) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde aynı varlığın karşıt durumları birlikte verilmiştir?
A)Gün doğarken yola çıkmış, öğleden sonra köye varmıştık.
B)Adamın yüzündeki yumuşak ifade bizimle konuşurken birdenbire sertleşmişti.
C)Hastanın kansız yüzü bir hafta öncesine göre daha da sararmıştı.
D)Bu dev gibi adam bugüne değin o minicik çocuğun her dediğini yapmıştı.
E)Yolculardaki bezginlik yolun sonuna doğru acıya dönüşmüştü.

NOT! Karşıtlık iki zıt olayın bir cümlede olma durumudur. Bu zıtlık bazen zıt anlamlı sözcüklerle sağlanabilir ancak karşıtlık için ille de zıt anlamlı sözcüklerin olması gerekmez.

6.       Karşılaştırma


En az iki eser, varlık, kişi ya da kavramın benzer veya farklı yönlerinin birbiriyle kıyaslanmasıdır. Karşılaştırma bildiren cümleler bir varlığın başka bir varlıktan herhangi bir yönden daha iyi,  daha kötü ya da onunla aynı düzeyde olduğunu belirtir.
ÖRN:

·         Sinema da tiyatro gibi görmekle ilgilidir.

·         Onun romanlarında, öykülerinde de dil ön plandadır.             

SORU: (ÖSS-1989) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “karşılaştırma” söz konusu değildir?
A) O, hemen her konuda bildiğini tam bilir.
B) Öğretmen, sınıfın en çok konuşanını öne oturttu.
C) O, sanatçılar arasında eşi az bulunur bir insandı.
D) Çocukların en beceriklisini bulup getirmişti.
E) Ona aldığım kalem daha çok benim işime yaradı.

7.       Varsayım:

Geçici olarak kabul edilmiş görüş ya da önermedir.
ÖRN:

·         Tut ki Ankaralı değilim, ne çıkar bundan?

·         Bu sözleri sana hiç söylemediğimi farz et.

·         Diyelim ki dediklerini yapmadım bana ne yapabilirsin?

SORU: (ÖSS-1989) Aşağıdakilerden hangisi varsayım ifade etmektedir?
  A) O Çarşamba günü geziden dönebilir.
 B) Diyelim ki bu olay gerçek değildir.
 C) İstediğini veririm yeter ki sen çalış.
 D) Belki onu sen de tanırsın.
 E) Yarın akşam yemeğe onlar da geliyor.

8. Tahmin (Olasılık)

Bir durum ya da olay hakkında ”tecrübelerine” ya da “sezgiye” dayalı olarak fikir yürütmektedir.
ÖRN:

  • ·    Kim bilir yaşasaydı ne olgun  eserler verecekti.
  • ·    Pasta çok güzel olmuşa benziyor.
  • ·    Yarın akşamki yemeğe onlar da gelebilir.

SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir tahmin (olabilirlik) söz konusudur?
A) Kar yağıyor kış geldi artık.
B) Onunla konuşmalısınız: Köyün en yaşlı kişisidir.
C) Ben onu çok iyi tanırım çok dürüst çocuktur
D) Sizde biliyorsunuz o kardeşlerin en küçüğüdür.   
E) Geç kaldık sanırım o gitmiştir.

9. Öneri

İnsana yararlı olacağını düşündüğümüz tekliflerde bulunmaktır.
ÖRN:

·         Ayağını yorganına göre uzat.

·         Şiire düz yazıya doyduktan sonra yönelmelisiniz.

·         Ders çalışırken yüksek sesle müzik dinlememelisiniz.


SORU: (ÖSS-1990) (1)Bu şiirin tadına varabilmem için,  oldukça fazla çaba harcamam gerekti. (2) Bunların bir yanı ne kadar açık ve yalınsa bir yanı da o kadar karmaşık ve yoğun. (3) Bu noktada sanatçının öyküleriyle benzerlik görülüyor. (4) Kitabın sonuna şiirlerin sezgisel dünyasını ortaya koyacak notların eklenmesi yararlı olabilir. (5) Yine de sanatçının şiirlerinden bir demetin Türkçeye kazandırılması çok önemli bir çalışmadır.

Yukarıdaki parçayı oluşturan cümlelerin hangisinde bir öneri söz konusudur.


A) 1        B) 2             C) 3             D) 4             E)  5

10. Tanım


Bir nesnenin ya da kavramın belirgin özelliklerini ortaya koyarak onu açıklamaktır. Üzerinde durulan kavrama Bu nedir? diye sorduğumuzda cevap almamız şarttır.

ÖRN:

· Dostluk okudukça artan bir kitaptır. (öznel tanım)

· Sanat,  yalanı,  yaşamda olamayanı gerçeğe dönüştürme çabasıdır. (öznel tanım)

· Sıfat; isimleri çeşitler yönden niteleyen ya da belirten kelimelerdir. (nesnel tanım)

· Bir sanat eserinin iyi  ya da kötü yanlarını ortaya koymaktır eleştiri.(nesnel tanım)

NOT! “Gül tabiattaki çiçeklerin bir özetidir.” cümlesi tanımın içeriğine uymadığı için (gülün özellikleri söylenmediği için) bir tanım cümlesi değildir.
Gül mis kokulu bir çiçektir cümlesi ise belirgin özelliklerinden bir tanesi dahi olsa söylendiği için bir tanım cümlesidir.

Aşağıdaki cümleler birer tanım cümlesi değildir.
Roman çok sevilen bir türdür.
Sanat,  bize bizim göremediklerimizi göstermelidir.
Eleştirmenler,  eleştirilerinde tarafsız yani objektif olmalıdır.

SORU:

Aşağıdakilerden hangisi bir tanım cümlesidir?
A) Lirik şiir,  akıldan çok düş gücüne,  düşünceden çok duyguya yaslanır.
B) Lirik şiirde,  aşkın her türlü görünüşü,  bütün yönleriyle dile getirilir.
C) Lirik şiirde şair,  sözcükleri seçerken,  onların ses ve görüntü gücünü göz önünde tutar.
D)Lirik şiir,  duyguların,  çok etkili ve coşkulu bir biçimde dile getirildiği şiir türüdür.
E) Lirik şiirde yıllar yılı,  aşk,  ölüm,  din gibi belirli temalar işlenmiştir.
                                                       ÖSS-1990

11. Üslup (Tarz, Stil, Teknik):


Bir yazarın görüş,  duyuş,  anlayış ve anlatıştaki özelliğidir. Yani duygu ve düşüncelerini nasıl anlattığıdır. Kelime seçimi,  cümle kurgusu yazarın üslubuna ait özelliklerdir Üslup cümleleri “Nasıl anlatmış?” sorusuna karşılık verir.

SORU: (I)Bu eleştirmen,  yapıtları değerlendirirken kendini öne çıkarmamaya çalışır. (II) Eleştirilerinin beğenilmesini sağlayan da bir bakıma onun bu tutumudur. (III) O,  kendisinden söz ettiği bir sanatçıyı yargılayıp değerlendirirken sözcük seçiminde,  bunların kullanımına büyük bir özen göstererek okuyucunun ilgisini kamçılar. (IV) Bu yola,  okurları,  incelenen yapıtın değişik yönleri üzerinde düşündürür. (V) Onun bu tutumu eleştirilerini asık suratlı olmaktan kurtarır ve onların kolayca okunmasını sağlar.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden özellikle hangisi,  sözü edilen eleştirmenin üslubuyla ilgilidir?
A) I         B) II        C) III          D) IV         E)  V

12. İçerik


Bir eserde nelerden söz edildiğinin belirtilmesidir. Temaları,  konuları,  kahramanları (ayrıca eserde geçen kişilerin rolleri,  yaşadıkları yer ve mekan vb.) açıklayan cümlelerdir.
ÖRN:

·         Onun bütün şiirlerinde buram buram Anadolu kokar.

·         Sevgi ve umutlarını dökmüş şair bu mısralara.

·         Yaşamın,  hayatın ve aşkın güzelliklerini öven şiirlerinde daima insana mutluluk  aşılamıştır.

SORU: (ÖSS-1996) (I) Bu kitabın dört bölümü,  aslında birer uzun makale olarak düşünülmüş. (II) Dördü de ayrı ayrı temaları işliyor. (III) Bu temalar: Osmanlı Türk müziğinin öğretimi,  icra üslubu,  makamları ve bunları kuşaktan kuşağa aktarma yöntemleri... (IV) Yani Türk müziğinin belirleyici özellikleri... (V) Bütün bunlarla,  geleneksel Osmanlı Türk müziğinin çeşitli yönlerine ışık tutuyor ve onun belirgin nitelikleri ortaya konuyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisi sözü edilen kitabın içeriğiyle ilgili değildir?
A) I                B) II                        C) III                    D) IV                 E) V

                                                      

D. CÜMLELER ARASINDAKİ ANLAM İLİŞKİLERİ

1)Amaç-Sonuç İlişkisi

Bir parçada söylenen yargının  hangi amaçla yapıldığını açıklayan cümlelerdir. Amaç cümlelerinde genellikle “için,  diye ve istemek” sözcükleri bulunur. Bu sözcüklerin yerine “amaç” sözcüğünü kullanabiliyorsak bu cümlelere amaç cümlesi diyebiliriz.

ÖRN:

  • ·       Sakladım gözyaşlarımı,  vefasız yar görmesin diye. ( Şairin göz yaşlarını saklamadaki amacı sevgili sinin göz yaşlarını görmesini engellemektir.)
  • ·       Bu romanı siz alıp okuyasınız diye yazdım. (Yazarın bu romanı yazmasının amacı alınıp okunmasıdır.)
  • ·       İlerde ben de Orhan Veli gibi ünlü bir şair olmak istiyorum. (Kişi,  ilerde ünlü bir şair olmayı amaçlamaktadır.)

2) Neden-Sonuç İlişkisi

Bir cümledeki yargının nedeninin,  gerekçesinin söylendiği cümlelerdir. Cümlede yargı bildiren ögeye “Neden?” sorusu sorulduğunda cevap alınması gerekir.
Bazen bir cümledeki yargının nedeni kendinden önceki ya da sonraki cümlede olabilir. “Diye,  için,  neden,  sebep,  çünkü,  bu yüzden” vb. sözcükler, ayrıca “-den,  -mesi” ekleri anahtar sözcük ve eklerdir. Bunların geçtiği cümlelerde  “neden-sonuç” ilişkisi bulmak oldukça kolaylaşır.

ÖRN:

·         Yar diye diye dilimde tüyler bitti. (Kişinin dilinde tüyler bitmesinin “nedeni” sevgiliye “yar , yar” diye seslenmesidir.)

·         “Öksürüğüm geçsin diye şurup içtim.” cümlesinde de “diye” sözcüğü geçmektedir; ancak bu cümlede kişinin şurup içmedeki amacı açıklanmıştır.

-den ve -mesi ekleriyle kurulan “neden- sonuç” cümleleri:

·         Kolu kanadı kırılmış,  sapan sürmekten.

·         Tabanları yarılmış yol yürümekten.

·         Havanın aniden bozması işlerimizi alt üst etti.


SORU: Aşağıdaki dizelerin hangisinde yargı,  gerekçesiyle birlikte verilmiştir?
A) Herkese selam verdi 
     Beni ağlattı geçti
 B) Gözlerimin yaşları
     Mermere aksa deler
 C) Ben yarime gül demem
     Gülün ömrü az olur
 D) Ben yarimi  unutamam
      Unutsa da o beni
 E) Rengini gülden almış
     Kokusunu menekşeden

SORU: “Gene bahar geldi,  açıldı güller” dizesinde,  güllerin açılışı baharın gelişine bağlanmaktadır.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde buna benzer bir durum söz konusudur?
A) Ne bir vefa gördüm,  ne faydalandım
B) Erzurum dağları kardır,  geçilmez
C) Düşman geldi,  tabur tabur dizildi
D) Ağlatmadı güzel,  güldürdü beni
E) Başım yastıktadır,  gözlerim yolda


SORU: Okul öncesi eğitimin,  çocuğun gelişiminde büyük önem taşıdığı tartışılmaz bir gerçek.
Aşağıdakilerden hangisi,  bu cümlede belirtilen yargının bir gerekçesi niteliğindedir?
A) Anaokulu,  yuva ve kreşlerin sayısı her geçen gün artıyor ve bunlar sürekli gelişiyor.
B) Anne-babalar çocukları için en iyiyi bulma ve yapma çabası içindeler.
C) Çocuklar paylaşma ve sorumluluk duygularını oyunla geliştirirler.
D)Çocuğun duygusal ve zihinsel gelişiminin önemli bir kısmı okul çağından önce tamamlanmaktadır.
E) Son yıllarda anaokullarında çocuğu değişik yönleriyle
geliştirmeyi amaçlayan yeni yöntemler deneniyor.

 

3) Koşul (şart) Cümleleri


Eylemdeki (yüklemdeki) yargının gerçekleşmesinin bir koşula bağlı olduğu cümlelerdir. Bu tür cümlelerde öne sürülen koşul gerçekleşirse yargı sonuçlanır. “Param olursa kitap alırım.” Cümlesinde “alma” eyleminin olabilmesi için “param olması” koşulunun gerçekleşmesi gerekmektedir.

ÖRN:

·         İndirim yaparsan bu kazağı alırım.

·         Havalar açılınca hep beraber pikniğe gideriz.

·         Düzenli ders çalıştın mı başarılı olursun.

·         Yardım etsen de çabuk işimizi halletsek.

 

SORU: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ koşula bağlılık” söz konusudur?

A) Konuşmak üzere kürsüye yöneldi.
B) Evden çıkmak üzere olduğunu öğrendim.
C) Kitabı geri vermek üzere aldı.
D) Güneş doğmak üzereyken yola çıktık.
E) Onu trene binmek üzereyken yakaladık.

4. CÜMLE ANLATIMI


Cümlede anlatım iki türlüdür:

1) Düz (Doğrudan) Anlatım
2) Dolaylı Anlatım

1)Düz Anlatım:

Başkalarının sözleri hiç değiştirilmeden olduğu gibi söylenir,  aktarılırsa bu anlatıma düz anlatım denir.
ÖRN:

·         Başhekim: “ Bu doktorların maaş zamları ne zaman verilecek” diye sordu.

·         Bölüm başkanı Şener Bey: “Herkes haftada altı soru getirsin” dedi.

2) Dolaylı Anlatım:

Başkalarına ait olan sözlerin değiştirilerek ifade edilmesine denir.
ÖRN:

·         Arkadaşım yarın,  sinemaya gideceğini söyledi.

·         Okul arkadaşım,  çok fazla çalışmaktan sıkıldığını söyledi.


SORU: Aşağıdaki cümlelerden hangisi dolaylı anlatıma örnek olabilir?
A) Şöyle bir olayları anımsar,  üzülürüz ve “İşte dünya böyle!” diye düşünürüz.
B) Öğretmen Ali’ ye: “Arkadaşına söyle yarın ödevini mutlaka getirsin.” dedi.
C) Paul Valery,  şiir yazma yönteminden söz ederken “ilk dize Tanrı vergisidir,  ondan sonrası da çaba...” dermiş.
D) Tiyatrodan çıktığımızda arkadaşım,  Hazım’ın sahnede canlandırdığı Prens’in gerçek hayatta yaşamış olduğunu söyledi.
E) Önce tiyatronun öğelerini,  hangi sanatların bir araya gelerek tiyatro gerçeğini ortaya koyduğunu düşünelim.

 

Cümlede Anlam Slaytı İndir

Yorum Gönder

0 Yorumlar